Yasemin Şener, Mimar
1999 yılında kurduğu Elips Tasarım Mimarlık çatısı altında mimari tasarım hizmetleri ile başladığı yolculuğuna yıllar içinde iç mimari tasarım ve anahtar teslim uygulama işlerini de ilave eden; özellikle konut, ticari alanlar, yeme-içme, mağazacılık ve eğitim alanlarında projeler üreten Mimar Feza Ökten Koca, bu süreçte mekanlara özel olarak tasarladığı ödüllü mobilya ve aydınlatma ürünlerini FEZA dsgn çatısı altında toplayarak Addresistanbul Ev Dekorasyon Merkezi’nde açtığı mağazada sergilemeye başladı. Gerek mimari ve iç mimari tasarımları, gerekse ürün tasarımlarıyla bugüne kadar birçok ödüle layık görülen Mimar Feza Ökten Koca ile aşkla bağlı olduğu mimarlık pratiğini, FEZA dsgn adı altında markalaştırdığı tasarım ürünlerini ve doğal taşın geleceği hakkındaki görüşlerini konuştuk.
Mimarlık ve tasarıma yöneliminiz nasıl oldu?
Feyza Ökcen Koca: Darüşşafaka Lisesi mezunuyum, 1994 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesinden Yüksek Mimar unvanı ile mezun oldum. Öğrencilik dönemlerinde hocalarımın ofisinde başlamış olduğum iş hayatıma bir dönem Londra’da Percy Thomas Partnership ofisinde devam ettikten sonra 1999 yılında Elips Tasarım Mimarlık ofisimi açtım. Mimari ve iç mimari tasarım ve anahtar teslim uygulama hizmetleri ile birlikte, FEZA dsgn markası altında ürün tasarımları yapmaya başladım. Ağırlıklı olarak ofis, konut, mağaza ve restoran başlıkları altında ekibimle birlikte binlerce metrekare mekan tasarlayıp hayata geçirdik.
Tasarım çizginiz hakkında neler söylersiniz?
FÖK: Çoğunlukla formun fonksiyonu takip ettiğini söyleyebilirim. Tasarım bir ihtiyaca cevap vermek zorundadır. Bu cevabı verirken de form ve malzeme ile kullanıcıyı şaşırtmak benim için önemlidir. Mimarlığıma gelince, hem bulunduğu çevreye değer katacak hem de içinde ve dışındaki kullanıcılara iyi bir yaşam kurgulayan binalar yaratmak, benim mimarlık anlayışımı belirliyor.
Elips Tasarım Mimarlık’ta projelerin tasarım süreçleri nasıl gerçekleşiyor?
FÖK: Tasarım sürecine başlamadan önce müşterimizle görüşüp, mekan üzerinden ihtiyaçlarını ve hayallerini onun ağzından dinliyoruz, onu anlamaya çalışıyoruz. Mekan şartlarına göre ihtiyaçlarını nasıl ete kemiğe büründürebileceğimizi, onu doğru anlayıp anlamadığımızı da göstermek için bazı örnek görseller gösteriyoruz. Mimarlık tamamen görsel bir şekilde anlaşabileceğiniz bir meslektir, sözlü olarak hiçbir fikir doğru anlaşılamaz. Tasarımda konsept, oluşturulmak istenen mekanın kullanıcılarına yaşatılmak istenen duygu baz alınarak belirleniyor. İlham almak için özel bir kaynaktan yararlanmıyorum ama sürekli takip ettiğim portallar, kitap ve dergiler var. Mimarlık sürekli olarak güncel olmanızı gerektiren bir meslektir. Ben ve ekibim kendimizi sürekli elimizdeki akıllı telefonlar sayesinde tasarım dünyası ile iletişimde tutuyoruz. Hem mimarlık dünyasında hem de ilintili sektörlerdeki yenilikleri takip etmeye çalışıyoruz. Mimarlık benim için bir sevgili gibidir. Günün hemen hemen her saatini ona vermenizi bekler; sadece okulda, ofiste ya da şantiyede değil, eğlenirken, spor yaparken, dinlenirken vs. algıda seçiciliğinizin hep mimarlık üzerine olmasını bekler.
Konsept oluşturulurken yatırımcı ve mimar açısından süreç nasıl işliyor?
FÖK: Bazı yatırımcılar konsept oluştururken özgün olmaya çalışırken bazı yatırımcılar ise mevcut örneklerin benzerlerini yapmaya çalışıyor. Mimarın konsept belirleme sürecinde kimi zaman işi çok zor olabiliyor. Kendini iyi ifade edip müşterinin güvenini kazanıp ikna edebildiği aşamada ise projenin ilk adımları atılmaya başlıyor. Yatırımcı, kullanıcıyı iyi tanımalı, kime hizmet vereceğine karar vermeli, empati kurmalı. Mimar kullanıcı senaryosu konusunda yatırımcıya yön göstermeli. Yaratılmak istenen konsept özellikle “neden” sorusuna cevap vermeli. Müşteri yaratılmak istenen bu mekanı neden seçsin? Emsallerinden ne farkı olacak? Burada en önemli şey hikaye. Tasarımın bir hikayesi olmalı. Mekandaki yaratılacak yaşam kurgusu kullanıcıya neleri deneyimletecek, müşteri mekandan ayrılırken yanında hangi hikaye ile ayrılacak. Konsept bunları içermeli. Maalesef bazı yatırımcılara bu çalışma süreci çok uzun ve gereksiz gelebiliyor, doğru kararlar alınmadan hızlıca yapılan projeler ne yazık ki uzun vadede sürdürülebilir olmuyor. Birbirinin benzeri mekanlar müşteriye birşey sunmamaya başlıyor, kullanıcı farklıyı arıyor.
Siz aslında yüksek mimarsınız ama işlerinizi incelediğimizde ağırlıklı olarak ürün ve iç mekan tasarımlarına yönlendiğinizi görüyoruz. Bunun özel bir sebebi var mı?
FÖK: Elips Tasarım Mimarlık olarak yaptığımız çalışmaların %30’u mimari tasarım iken %70’i iç mimari ve ürün tasarım çalışmalarını içeriyor. Sanırım bugün geldiğim noktada bunun en önemli sebebi detaycı bir kişiliğe sahip olmam. Sonuca çabuk ulaşmak ve müşteriye ürünü çabuk sunmak beni daha çok mutlu ediyor. İç mimari ve ürün tasarımında kurduğum hayalleri kendi kontrolümde hızlı bir şekilde üretmek ve bir sonraki projeye başlamak beni dinamik tutuyor. Belki bunda kadın olmamın da etkisi olabilir.
Mimari ve iç mimari projeleriniz devam ederken, FEZA dsgn markası altında ürettiğiniz mobilya, aydınlatma ve ürün tasarımlarınız için bir de showroom açtınız…
FÖK: FEZA dsgn mağazasını kısa süre önce Addresistanbul Ev Dekorasyon Merkezi’nde açtım. 2012 yılından beri çeşitli fuarlarda sergilediğim, ödüller alan ürün tasarımlarını FEZA dsgn markası altında topladık. Yıllardır yapmakta olduğumuz mimari ve içmimari çalışmalarda müşterilerimize özel mobilyalar tasarlıyorduk. Onun ihtiyacına ve mekana özel tasarımlar yapıyorduk. FEZA dsgn markası da bu çalışmalardan edinilen tecrübe ile doğdu. Bu sefer ihtiyacı ve konsepti belirleyen ben oldum.
FEZA dsgn’da bulunan tasarımlar hangi ürün tiplerini barındırıyor ve ne tür yaşam tarzlarına hitap ediyor?
FÖK: FEZA dsgn tasarımları modern ve yalınlık temalarıyla biçimlenen mobilya ve aydınlatma ürünlerinden oluşuyor. Ürün tasarımı yaparken, ürünün gerçekleştirmek zorunda olduğu fonksiyonun yanısıra, bulunduğu mekanda formu ve malzemesi ile bir heykel edası ile durmasını hayal ediyorum; bu benim ürün tasarımlarımdaki çıkış noktam oluyor. Mutlaka bir konsept belirleyip koleksiyon tasarlıyorum. Çok farklı konulardan ilham alabiliyorum. Mesela, FLY Collection adı altındaki tasarımlarımda, mobilya ve aydınlatma ürünlerinin yalın, şeffaf ve kuş kadar özgür olabilmelerini istedim. Ahşap ve metalleri şeffaf akrilikle beraber kullandım. Bumerang oyuncağından ilham alarak tasarladığım Boomerang sandalye de, şeffaf akrilikle bütünleşen bumerang formunda masif ahşap kol ve ayaklarla oldukça yalın bir görüntüye sahip.
Doğal taşı projelerinizde sıklıkla kullandığınızı görüyoruz. Bir mimar olarak bu malzemeye bakış açınız nedir?
FÖK: Doğal taş, yaptığımız birçok projede ön plana çıkan malzemelerden biri. En çok konut, ofis, otel, kafe ve restoranlarda kullanıyoruz. Eskiden doğal taş konut projelerinde yoğun olarak banyo ve ortak alanlarda kullanılıyordu. Fakat doğal taş üzerine yapılan yeni işlemlerle birlikte evin birçok yerinde kullanılabilir hale geldi. Mimari projelerde doğal taş denince aklımıza ilk gelen mermer ve granit oluyor, ancak farklı türlerin kullanımı da giderek daha çok tercih ediliyor. Oniks mermer, traverten ve bazalt gibi taşlar ön plana çıkıyor. Işık geçirgen özelliğine sahip oniks mermer, ofislerin danışma bölümünde ve duvar kaplamalarında kullanılıyor. Özellikle sarı tonlarının kullanıldığını görüyoruz.
Doğal taş malzemenin geleceğine nasıl bakıyorsunuz? Bu malzeme ile ilgili yeni trendler hakkında neler söylersiniz?
FÖK: Doğal taş kullanımı alışılageldiği gibi yalnız döşeme ve duvarlarda değil, mobilya ve dekor tasarımlarına da tercih edilmeye başlandı. Cilalanmış doğal taşın yerini giderek eskitme, kumlama, çekiçleme gibi işlemlerden geçen doğal taşlar alıyor. Daha önceki yıllarda tercih edilen gri mermer tonları yerini önümüzdeki dönemde daha çok bej tonlarına bırakacak. Aynı zamanda diğer tasarım ürünlerinde de bej tonlarında mermer kullanımı hakim olacak. Her zaman karşılaştığımız duvar ve zemin kaplamaları dışında doğal taş, dekoratif ürünlerde kullanılmaya başlandı bile. Isı yalıtımı sağlaması, aşınmazlığı, dayanıklılığı ve büyük boyutlarda kullanıma olanak sağladığı için mimari projelerde cephe kaplaması olarak doğal taş tercih edilmeye devam edecek.
Son olarak geleceğe yönelik hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
FÖK: Gelecekle ilgili hedeflerim, öncelikle FEZA dsgn markasına yeni koleksiyonlar ilave etmek ve yurt dışı satışlarımızı arttırmak. Mimari ve iç mimari tasarımlarımıza hızlı bir şekilde devam etmek. Bireysel müşterilere yaptığımız projelerin yanısıra kamusal alan kullanımına açık sosyal projeler de üretmek hedeflerim arasında.