ÖZGÜR CANBAZ

Eserlerinde; biyomorfik biçimlerin geometrik biçimler arasındaki karşıtlık ilişkisini irdeleyen ve çeşitli geleneksel, kültürel ve biçimsel referans noktalarını kaynaştırarak çoklu anlamlara olanak tanıyan Özgür Canbaz 2017 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünden mezun olmuş. Birçok ulusal ve uluslararası sergide eserleri yer alan sanatçı taş, özellikle de mermer kullanarak organik ve geometrik biçimlerin dinamik ilişkisinden ilham alıyor. alışmalarına günümüzde Çanakkale’de devam ediyor. Sanatsal çalışmalarına oldukça önem veren Özgür Canbaz ile heykel sanatına yönelimi ve yaratım süreçlerini, özenle işlediği eserlerini ve doğal malzemede bulduğu ilham kaynaklarını konuştuk.

Heykel sanatına yöneliminiz nasıl oldu?

Diğer birçok sanatçı gibi küçük yaştan itibaren çizim yapmaya olan eğilimim ileri yaşlarda da devam ederek beni bir sanat atölyesiyle buluşturdu. Güzel sanatlar Fakültesine hazırlık aşamasında gittiğim atölyedeki hocalarımın bu disipline yönelmemdeki katkısı da oldukça büyük diyebilirim.

Yaratacağınız eserlerin fikir ve tasarım süreçleri sizin için nasıl ilerliyor?

Her tasarım öncelikle hızlı karalamalar ve eskizler ile canlanıyor. Boyutlanacak her fikir ise her an her yerde kendini gösterebiliyor. Örneğin; kulağıma hoş gelen bir tınıdan tutun da etkili biz söz, kelime veya görsel herhangi bir nesne, başlayacak yolculuk için bir kıvılcım olabiliyor.

Yaratıcılığınız hangi ilham kaynaklarından besleniyor?

İlham olsun diye başvurduğum belirli kaynaklar yok ancak daha önce de bahsetmiş olduğum gibi döngünün içinde uğradığım tesadüf durakları, ortaya çıkacak eserime beni ulaştıran bir rota çiziyor.

Eserlerinizde kullanmayı tercih ettiğiniz doğal taş malzemeye bakış açınızı anlatabilir misiniz?

Tarihsel sürece baktığımızda da insanlığın gelişiminde büyük rol oynayan, yoğun olarak kullanıldığı döneme ismini veren; gerek alet edevat yapımı gerek mimari yapılar ve gerekse de kültürel yontulara yön vermiş bir materyal olmasının yanı sıra taşın ışığı yansıtma biçimi de bana son derece çekici geliyor. Tüm bu olguların birleşimine dokunabilmek ve ona şekil verebilmek tarif edilemez bir haz benim için.

Eserlerinizde sıklıkla tercih ettiğiniz doğal taş çeşitleri hangileri?

İmkanlar dahilinde daha çok Marmara mermeri ile çalışma fırsatım oldu. Bunun yanı sıra traverten, Kandıra taşı, Muğla ve Afyon mermerlerini de deneyimledim.

Türk doğal taşlarına kolay erişim sağlayabiliyor musunuz? Tercih ettiğiniz belirgin ocaklar var mı?

Genellikle ocaklarla direkt iletişime geçmeme gerek kalmadan daha küçük işletmelerden parçalar temin edebiliyorum. Bu sebeple Türk doğal taşlarına kolay erişim sağlayabiliyorum ve eserlerimi üretebiliyorum.

Bir sanatçı olarak taş malzemenin avantajları ve dezavantajlarından bahsedebilir misiniz?

Taş işlerin kalıcılığı, estetiği ve asaleti, onu yaratırken yaşanılan tüm zorluklara rağmen günün sonunda beni en çok doyuran malzeme oluyor. Dezavantajları ise diğer birçok malzemeye kıyasla oldukça fazla; taşıma zorluğu, tozu, gürültüsü, kırılganlığı ve maddi olarak erişilebilirliğini sayabiliriz.

Eserlerinizde yer verdiğiniz belirgin form ve figürler var mı?

Eserlerimde, biyomorfik biçimlerin geometrik biçimler arasındaki karşıtlık ilişkisini irdeleyen, organik biçimler ile geometrik biçimlerin dinamik ilişkisiyle ortaya çıkan formları üzerinde çalışıyorum.