Alejandro Aravena, bu yıl düzenlenen “Cepheden Bildirmek” başlıklı Venedik Mimarlık Bienali’nin küratörlüğünü üstlenmesinin ardından 2016 Pritzker Ödülü’nün de sahibi oldu. Kentsel çevreleri geliştirme ve global konut krizine işaret ettiği çalışmalara vurgu yapan Pritzker Ödülü jürisi, Şilili mimarın “mimarlık alanının gereksinimlerini ve günümüzün sosyal ve ekonomik zorluklarını ustalıklı bir girişim ile çözüme ulaştırmasını” övgüye değer buldu. Aravena, Pritzker Ödülü’nün 41. sahibi ve ödülü kazanan ilk Şilili mimar olma özelliğini taşıyor.
48 yaşındaki Aravena Şili, ABD, Meksika, Çin ve İsviçre’deki özel, kamusal ve eğitsel projelerinden oluşan geniş bir portföye sahip. Ancak Aravena daha çok “Do Tank” firması ELEMENTAL ile hayata geçirdiği 2.500 daireli sosyal konut projesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Mimar bu projeyle, hükümetlerin sosyal konut politikalarına dahil olarak, düşük gelirli çevreler için güçlü bir etki göstermesi adına, piyasa güçlerine karşı yenilikçi bir duruş sergiledi.
Jüri, yaptığı açıklamada şunları belirtti: “Alejandro Aravena özellikle küresel konut kriziyle mücadele ve daha iyi bir kentsel çevre konularında gösterdiği uzun soluklu çalışmalarla birlikte sosyal anlamda daha entegre bir mimarlık anlayışının yeniden doğuşunu simgeliyor. Hem mimarlık hem de sivil toplum alanında; yazılarında, aktivist faaliyetlerinde ve tasarımlarında da görebileceğimiz derin bir anlayış barındırıyor. Mimarın rolü günümüzde daha büyük sosyal ve insancıl gereksinimleri kapsıyor ve Alejandro Aravena bu talebe açık bir biçimde, cömertçe ve tüm yönleriyle cevap vermiş oldu.”
Pritzker Ödülü, 2014 yılında Shigeru Ban, 2015’te Frei Otto ve 2016 yılında da Alejandro Aravena’yı ödüle layık görerek geleneksel mimari disiplinin sınırlarının ötesine geçen, toplumun sorunlarına en acil çözümleri üretme konusunda etkili olan mimarlara öncelik vermeye başladı.
Jüri, “ELEMENTAL ekibi yeterli hizmeti alamayanlar için konut sağlamak adına yürütülen karmaşık süreçlerin her aşamasına katılıyor ve bölge sakinlerinin ve toplumun yararı için en iyi sonuçları alma adına politikacılar, avukatlar, araştırmacılar, bölge sakinleri, yerel yetkililer yapı ustalarıyla yakın ilişkiler kuruyor. Bu yaratıcı yaklaşım mimarın geleneksel kapsamını genişletiyor ve tasarlanan çevreler için gerçek anlamda ortak bir çözüm üretmek amacıyla profesyonel olanı evrensel bir figüre dönüştürüyor,” ifadelerini kullandı.
Pritzker Ödülü bu sene iyi bir mimarın gücünü kanıtlayan ve mimarların öneminin altını çizen bir mimara verildi. Aravena sabit mimarı anlayışına meydan okumaya yardımcı oluyor; ona göre mimar, müşterinin isteklerini fonksiyonel tasarımlarla yerine getiren bir kişiden çok daha fazlasını temsil ediyor. Aravena, kendi sözleriyle “olmayan şeyler üzerine şikayet etmektense mevcut olanı yoğunlaştırmayı, bireysel çıkarları ortak menfaatin üzerinde gören güçleri devirmek için hangi tasarım araçlarının gerekli olduğunu anlamayı” gerçekleştirebildiğini belirtiyor.
Bu bize, bir zamanlar başkalarına devrettiğimiz sorumluluğu yeniden kazanmak için gerekli olan ilham kaynağını ve ivmeyi vaadediyor gibi gözüküyor. 2016 Pritzker Ödülü kazananından başka bir alıntı ise; “mimarlık, kazancın daha geniş bir yönünü sunabilecek güce sahiptir: ilave ücret yerine tasarımı baz alan bir katma değer anlayışı; eşitlik için kestirme bir yol olarak mimarlık”.